17. Uluslararası Spor Bilimleri Kongresi, Antalya, Türkiye, 13 - 16 Kasım 2019, cilt.1, no.1, ss.1-10
Giriş ve Amaç: Bilimsel alan olarak kabulü 1960’lara
dayanan beden eğitimi ve spor pedagojisi (BESP), Almanya ve Kuzey Amerika
eksenli iki farklı yaklaşım etrafında gelişim gösterirken, yeni bir bilimsel
disiplin olması itibariyle alandaki paradigmanın oluşum süreçlerinde çeşitli
belirsizlikler yaşanmıştır. Günümüzde BESP araştırmalarına ilişkin paradigma
yapısı, bu iki ülke etrafında şeffaf bir görünüme kavuşmuş olsa da, alandaki
bilimsel faaliyetlerin henüz yaygınlaşmakta olduğu ülkelerdeki paradigma yapısı
belirsizliğini korumaktadır. İlgili bilimsel faaliyetlerin son 20-25 yıl
içerisinde yaygınlaştığı Türkiye’de, BESP alanına özgü akademik çalışma sayısı
hızla artarken; bu araştırmalardaki niteliksel özelliklerin paradigmaya etkisi
henüz tam olarak bilinmemektedir. Bu araştırma, Türkiye’de
BESP alanı çerçevesinde şekillenen paradigmanın nitel olarak değerlendirilmesi
amacıyla gerçekleştirilmiştir.
Yöntem: Bu çalışma nitel araştırma yaklaşımı temel alınarak içerik analizi
yöntemi ile gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın
kuramsal ve felsefi temelleri, objektif ve subjektif bilgi formları arasında
köprü görevi gören ‘’Eleştirel Gerçekçilik’ yaklaşımına dayanmaktadır.
Araştırmanın örneklem grubunu, 2014-2018 Uluslararası Spor Bilimleri Kongresi BESP
alanı oturumlarında sunulan 397 bildiri oluşturmaktadır. Belirlenen 13 tema
kapsamında kodlama işlemi gerçekleştirilen veriler, frekans dağılımlarına göre analiz
edilmiştir. Kodlamada sürecine dahil olan uzmanlar arasındaki görüş ayrılıklarının
tespiti ile araştırmanın güvenirlik katsayısı .94 olarak hesaplanmıştır.
Bulgular: BESP araştırmalarına dahil olan
örneklem grupları, yoğunlukla yükseköğretim kademesinde öğrenim gören spor
bilimleri alanı ile ilişkili öğrencilerden oluşmaktadır. Bunun yanı sıra, araştırmalarda
kullanılan bilimsel yöntemlerin deneysel modele dayanmayan nicel yaklaşımlar ve
betimsel (tarama) modeller etrafında yoğunlaştığı tespit edilmiştir. Veri
toplama süreçlerinde ise, sıklıkla ölçekler kullanılırken, alandaki ulusal ve uluslararası
işbirliği düzeyinin zayıf olduğu belirlenmiştir. Öte yandan, araştırmalarda
işlenen konular yoğunluk açısından ‘’parçalı’’ bir yapı göstermektedir.
Sonuç: Türkiye’deki BESP araştırmaları yoğun
olarak niceliksel yaklaşımlar ve belirli kalıplaşmış
eğilimler etrafında şekillenmektedir. Bu yoğunluğun temeline inildiğinde,
araştırmaların zaman, maliyet ve enerji açısından ‘’ekonomiklik ‘’ boyutunda
gelişim gösterdiği, buna karşın içeriği oluşturan nitel parametrelerin göz ardı
edildiği belirlenmiştir. Alandaki eksikliklerin ve ihtiyaçlarının
değerlendirilmesinin ardından, Kuhn perspektifinde incelenen paradigmanın ‘’güçsüz’’
ve ‘’belirsiz’’ bir yapı sergilediği değerlendirilmiştir.
Introduction
and Aim: Physical
education and sport pedagogy (PESP), the scientific acceptance of which dates back
to 1960s, has developed around two different approaches centered in Germany and
North America with uncertainties experienced during formation of paradigm in
field. Although paradigm of PESP studies has reached a transparent appearance
today, it is not very clear in countries where studies in field are just
becoming popular. In Turkey, on the other hand, where scientific activities
have recently become popular, number of PESP studies is increasing rapidly
while effect of qualitative properties of studies on paradigm are not yet known.
The aim of present study is to evaluate PESP paradigm shaped in Turkey.
Method: Theoretical and philophical ground of the present
study is based upon “critical realism” approach. The study was carried out
using content analysis method based on qualitative research approach. The
sample group consists of 397 proceedings presented at International Sport
Sciences Congress between 2014-2018. Data were coded under specified 13 themes
and analyzed according to frequency distributions. Reliability coefficient of
study was found as .94 by disagreements of experts.
Findings: Sample
groups included in PESP studies consist majorly of tertiary level students
attending departments in relation with sport sciences. Scientific methods used
in studies are mostly descriptive models and quantitative approaches
(non-experimental). It was seen that data collection processes were frequently
conducted using scales and that level of domestic and international cooperation
low. In addition, topics treated by studies have fragmental structure.
Conclusion:
PESP studies in Turkey are usually structured around
quantitative approaches and certain stereotyped tendencies. Additionally,
studies are conducted at “economy” level in terms of time, cost and energy
while qualitative parameters are neglected. After evaluating
deficiencies and needs of studies, it was concluded that the paradigm examined
from Kuhn’s perspective has a “weak” and “uncertain” structure.