IIIrd International Eurasian Educational Research Congress, Muğla, Turkey, 31 May - 03 June 2016, pp.868-869
ÖZET
Eğitim felsefecisi Carlotta Lombrosso, 1896’da oyunu şöyle tanımlamıştır; “Oyun, çocuk için bir iştir; çalışmanın yetişkin için
olduğu gibi oyun da çocuk için ciddi ve önemlidir; oyun çocuğun gelişim araçlarından biridir ve nasıl bir ipek böceği sürekli
olarak yaprak yeme gereksinimi duyuyorsa çocuk da oyun oynama gereksinimi duyar.” Oyun materyalleri ise; adından da
anlaşılacağı üzere çocukların oynamalarına yardımcı olmak ve oyunlarında kullanmak üzere çocuklar ya da yetişkinler
tarafından geliştirilmiş, kurgulanmış gerçek ya da hayali işlerliğe sahip araç ya da düzeneklerdir (Oktay, 2002).
Oyun ve onun aracı oyuncak çocuğun hayatının önemli bir kısmını oluşturur; kişilik ve yeteneklerini geliştirmesine fırsat
yaratarak onu erişkin dünyasına hazırlar (Saracho, 2003). Gelişim basamaklarındaki ilerleme ile birlikte oyun ve oyuncak, oyun
alanı kavramında ve seçiminde de değişiklikler ortaya çıkmaktadır. Bu nedenle oyun ve oyuncak ve oyun alanı kullanımını
ayrıntılı olarak değerlendirebilmek önem kazanmaktadır.
Oyun, bütün yaşamın içinde olan bir faaliyettir. Yapıları, özellikleri, oyunlarda kullanılan oyun malzemeleri, toplumdan topluma,
çağdan çağa değişse de çocuğun olduğu her yerde oyun bulunmaktadır ve oyunun değişmeyen evrensel bir özellik taşıdığı
görülmektedir (Erşan, 2006). Çocukların gelişiminin erken dönemde desteklenmesi, çocuklara bol uyarıcı bir çevre ve fırsatların
sunulması, yaşamlarını doğrudan ve olumlu bir şekilde etkilemektedir. Çocukların düzenli ve sağlıklı bir gelişim geçirebilmeleri
için uykuya, beslenmeye ne kadar ihtiyaç duyarlarsa oyuna da o kadar ihtiyaç duymaktadırlar (İnan, 2011; Kandır, 2000; 2001).
Oyun ve oyuncağın geçmişi insanlık tarihi kadar eski olduğu bilinmektedir. Tarih boyunca çocuklar oyunlarını kendileri
bulmuşlar ya da çevresinde gördüğü büyüklerin oyunlarını değiştirerek uyarlamışlardır. Bugün bilinen bir çok oyunun eski
çağlarda da oynandığı ve bu oyunların genel olarak taşla oynandığı bilinmektedir. En eski oyunun ise “Beş taş” olduğu
bilinmekle beraber, bu tür oyunların farklı kültürlerde taş yerine farklı malzemelerle örneğin; aşık kemikleriyle oynandığı da
görülmektedir. Bütün bu eski oyunlar günümüzde bilinen oyunların temelini oluşturmaktadır (Akandere, 2004; Doğanay, 1998).
Hızlı kentleşme sonucunda kadının iş hayatındaki rolü, sokaklardaki trafik faktörü, ebeveynlerin iş yükünün artması ve gelişen
teknoloji ile birlikte çocukların dışarıda oynamak yerine evde bakıcı ya da tek başlarına yapılandırılmış ve yaratıcılığa katkısı
olmayan oyunlar oynadıkları görülmektedir. Geçmişten günümüze doğru oynanılan oyunlar incelendiğinde; sokakta oynanılan
bedensel, zihinsel, bilişsel ve sosyal yönlerden çocukları geliştiren oyunların yerini artık iç mekanlarda oynanılan gelişim
dönemlerine çok fazla katkısı bulunmayan oyun ve oyun materyalleri almıştır.
Bu çalışmada geçmişten günümüze oynanan oyunlar, seçilen oyun alanları ve tercih edilen oyuncakların değişim sürecini
incelenmektir. Bu çalışma geçmişten günümüze uzanan süreçte farklı yaş gruplarının yer aldığı kazara örneklem yöntemiyle
seçilen grupların oyun, oyuncak ve oyun alanlarının seçimindeki değişimi göstermeyi amaçlamaktadır.
Bu çalışma, geçmişten günümüze uzanan süreçte farklı yaş gruplarının (4 - 6 yaş, 7 - 12 yaş, 13 – 21 yaş, 22 - 40 yaş, 41 - 65
yaş, 65 yaş ve üzeri) yer aldığı örneklem gruplarının oyun aktiviteleri, oyun materyalleri ve oyun mekanları seçimindeki değişimi
göstermeyi amaçlayan betimsel bir çalışma modelidir. Araştırmanın evrenini, 2013-2014 öğretim yıllarında il sınırlaması
getirilmeden Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı ilköğretim okulları, Bağımsız Anaokulu, Ege Üniversitesi öğrencileri ve araştırmanın
yapıldığı çevrede bulunan kişiler oluşturmaktadır. Araştırmanın örneklemini ise, çalışmanın amacı doğrultusunda kolay
ulaşılabilir durum örneklemesi yöntemiyle seçilmiş ve belirli yaş aralıklarında bulunmakta olan 1012 kişi oluşturmuştur.
Örneklemin belirlenmesinin ardından, Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı okullarda uygulanabilmesi için gerekli izinler alındıktan
sonra bu okullara gidilerek çalışma hakkında bilgi verilmiş, okul müdürü ve öğretmenler ile görüşülmüştür. Diğer yaş grupları
için araştırmacılar kolay ulaşılabilir durum örneklemesi yöntemini kullanarak yakın çevrelerinde bulunan kişilere ulaşmışlardır.
Araştırma kapsamında veri toplama aracı olarak “Oyun Tutumları Anketi” kullanılmıştır. Kullanılan bu “Oyun Tutumları
Anketi”nin ilk iki sorusunda tercih edilen oyun mekanları araştırılmıştır. Anketin 3. ve 4. sorularında ise en çok keyif alınan oyun
aktiviteleri ve oyun materyallerinin önemine göre sıralanması istenmiştir. Araştırmanın son sorusunda oyun aktivitelerinin içeriği
ve bu aktiviteler sırasında neler hissettikleri de ele alınarak bireylerin oyun sırasındaki duygu durumlarıyla ilgili görüşler de
alınmıştır. Araştırma verileri araştırma kapsamında yer alan toplam 3 ilköğretim okulu, 1 bağımsız anaokulu ve araştırma
öğrencilerinin çevrelerinden 1012 kişi araştırmaya dahil edilmiştir. Elde edilen verilerin istatiksel analizinde SPSS 16 paket
programı kullanılmıştır.
Yürütülmüş olan bu araştırma kapsamında, 6 farklı yaş grubundan toplamda 1012 kişiye ulaşılarak geçmişten günümüze tercih edilen oyun, oyun materyalleri ve oyun mekanlarının değişim süreci ortaya koyulmaya çalışılmıştır. Elde edilen bulgular incelendiğinde, yaş gruplarına göre oyun, oyun materyalleri ve oyun mekanlarında değişiklikler olduğu görülmektedir. Bu bağlamda, hızla değişen yaşam şartları nedeniyle çalışma kapsamında ele alınmış olan başlıklardaki tercihlerin de değişmiş olduğu ifade edilebilir. Ayrıca, çalışmada çok farklı yaş gruplarıyla çalışmış olması yaş faktörünün bireylerin oyun, oyun materyalleri ve mekanları konularındaki tercihlerinin değişim sürecini ortaya çıkarması sağlanmıştır. Bu nedenle, bu araştırmanın oyun konusuyla ilgili çalışan akademisyenlere ve eğitimcilere geniş bir çerçeve sunması beklenmektedir.
Anahtar Kelimeler : oyun, oyun materyalleri, oyun mekanları